12 Mayıs 2013 Pazar

Arka Kapak Yazısı

Bu arada poşet muhabbetinin nerden geldiğini anlatmış mıydım? Rivayete göre, zamanın birinde kısa dönem askerlerden biri kış döneminde askere gitmiş. Her gün botunu boyuyormuş ama içtimaya çıkmadan önce mıntıka yaparken çamurlanıyormuş botları ve azar yiyormuş komutandan. Bir gün iyice bıkmış bu durumdan ve sabah botunu boyadıktan sonra ayağına poşet geçirmiş, bunu gören komutanlar da onunla dalga geçmişler ve ona poşet lakabını takmışlar. Ondan sonra gelen bütün kısa dönemlere de poşet denmiş böylece..

POŞET - Roman Özeti

Askerliğini kısa dönem jandarma olarak yapacak bir askerin, Ankara’daki acemiliğini ve Kırıkkale’deki usta birliğinde yaşadıklarını konu edinmiştir. Bu roman, 5 ay içerisinde yaşanan psikolojik durumları, duygu değişimlerini, emir altındaki insan ilişkilerini, askerliğin bilinmeyen ve daha önce belki de topluma hiç lanse edilmeyen tüm ayrıntılarını içermektedir. İlginç olansa, normalde insanın aklına bile gelmeyecek saçmalıkların, gözle görülmeden asla inanılmayacak gerçeklerin, doğada gerçekten de var olduğuna şahit olunmasıdır. Özellikle de her şeyi, her an sorgulamaya meyilli üniversite mezunu kısa dönemlerin gözünden baktığımızda görünenlerdir burada anlatılanlar. Gereksiz olduğunu bile bile, yaşananları istemsizce mantıklı bir sebebe dayandırmaya çalışan, kuralları kabul etmeyen ve çözüm arayışına giren bir insanın, 159 gün boyunca nasıl bir çıkmaz sokakta volta attığını ve ne denli ruhsal işkence çektiğini, bu romanı okuduktan sonra bir nebze olsun anlayabileceksiniz.

Okurla konuşan, dertleşen ve zaman zaman kendi yarattığı üçüncü bir kişi ile açık oturum sergileyen, kelime oyunları ve edebiyat süslemeleriyle, arada okuduğu kitapların yazarları ve çevirmenlerinin dil renklerinden esintilerle şairane bir üslupla yazılmıştır.